16 Ekim 2015 Cuma

Yuva ve Yurt Bakım Modelinin Aile Temelli Bakım Modeliyle Değiştirilmesinin Önündeki Engeller


Kurumlarda (yetiştirme yurtlarında) çocuk bakım modelinden, aile ve toplum düzeyinde yanıtlar sunan bir bakım modeline geçiş oldukça zorlayıcı bir süreçtir.  Bu süreç vizyon, tutum ve kaynaklarda büyük bir değişim gerektirir. Değişim, bu üç alan ele alınmadığı sürece gerçekleşemez ve uzun aşamalıdır.

VİZYON


Çalıştığım birçok ülkede, yerel uzmanlar ve kanunlara karar veren kişiler çocukların niçin yetiştirme yurtlarına yerleştirilmesi gerektiği konusunda güçlü inançlara sahiptiler. Bu ortak tutum ve inançlar;

·          Kurumdaki çocukların aileleri kötü insanlardır, aksi takdirde bu aileler çocuklarını terk etmiş olmazdı.
·         Ülkemde kimse engelli çocuklara bakmayacaktır.
·         Koruyucu aileler çocukların bakımını sadece parası için yapar. Koruyucu aileler çocuklar için uygun sevgi ve ilgiyi sağlayamaz.
·           Ülkemiz bu değişiklikleri uygulamak için oldukça fakir. Değişim oldukça pahalı.

Bu inançlara sahip olanlar başka seçenekleri görmediği için sık olarak hakim olan inanç ve tutumlar bunlardır. Bu yüzden, çocukların bakımından sorumlu olan tüm kişilere alternatif vizyon geliştirebilmeleri, çocukların sağlığına ve gelişimine zarar veren kurum bakımı olmadan da çocukların bakımının mümkün olabileceğini görmeleri için fırsatlar sunulmalıdır.

TUTUMLAR


Birçok ülkede, engelli bireylere yapılan etiketleme toplum temelli hizmetlerin kurulma sürecini zorlaştırmıştır. Son yıllarda, bazı ülkeler engelli çocuklar için küçük grup evler kurulmasına karşı kampanyalara destek için sosyal medyayı seferber etmiştir. Bilinmeyenin korkusu, bilinçlendirme kampanyaları ve danışma süreçleri ile önlenmediği sürece aşırı davranışlara dönüşebilir.

Engelli bireylerin yanı sıra, birçok toplum yetiştirme yurtlarında yaşayan çocukları da etiketler. Bu çocuklar yanlış bir şekilde sosyal olmayan davranışlar hatta toplumda işlenen suçlarla ilişkilendirilir. Yine bu durum, sosyal hizmetlerin geliştirilmesine karşı dirence ve toplumda bu çocuklar için yatırım yapacak kesimin üzerindeki isteksizliğe sebep olur.

Yetiştirme yurtlarında çalışanlar da işlerini kaybedeceklerini düşünür, kendilerinin ve ailelerinin geleceğinden korkarlar. Çalışanlar desteklenmediği ve değişime dahil edilmedikleri sürece büyük bir direnç faktörü haline gelebilirler. Çalışanların çocukları ailelerinin yanlarına gittiğinde, ailelerin onları döveceğini ve yeterli yemek vermeyeceğini anlatarak değişime direnmeye ikna etmeye çalıştıkları bilinmektedir.

KAYNAKLAR

Yetiştirme yurtlarının kapatılması uzun ve karmaşık bir süreçtir. Bu süreci doğru bir şekilde yönetmek ek olarak önemli ölçüde insan kaynağı gerektirir. Bu kaynaklar genellikle planlamadan sorumlu kişiler tarafından önemsenmez ve bu da değişimin uygulanmasında engellemelere sebep olur. Birçok ülkede, hükümetler değişimin karmaşık programlarını denetlemek için gerekli kalifiye proje yöneticilerinden yoksundur.

Değişimin gerçekleşmesi için ek mali gelir, sermaye yatırımı için, değişim sürecinin yönetilmesi, iş gücü gelişimi ve çocukları değerlendirme ve hazırlama gerekir. Buna ek olarak, yeni hizmet sistemi ve eski kurumlar, bir süreliğine, paralel çalışıyor olacaktır. Yani yeni toplum hizmetleri kuruldukça ve eski kurumlar kapatıldıkça, geçiş aşamasını kapayabilmek için ekstra kaynaklara ihtiyaç olacaktır.

Yeni eğitimli ve hazırlanmış işgücü, toplumda geliştirilen farklı hizmetleri yürütmek için gereklidir. Tüm ülkeler acil koruyucu ebeveynler, aile destek uzmanları, öğretim görevlileri veya mesleki terapistler gibi meslek dallarına sahip değildir. Kurumlar kapatılmadan önce bu gibi yeni meslekler geliştirilmelidir.

Son olarak, birçok ülkede yetiştirme yurtlarının bulunduğu binalar büyük meşgaleyi temsil eder.  Birçok yönetici ve siyasetçi bu binaların hizmetleri sağlamak için kullanılmaya devam edilmesi gerektiğine inanır- bu binalar son derece kötü olan ve izole edilmiş kırsal alanlarda olsalar bile.

Sonuç olarak, tüm bu engeller ve zorluluklar ele alınmadıkça, değişim süreci son derece yavaş ilerler.


(Bu çeviri Hayat Sende Gönüllüsü Tuğba Çetin tarafından yapılmış olup, makalenin aslına Lumos Vakfının sitesinden erişilebilir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder