Avustralya’nın özel okulları tarafından, son sınıf
öğrencilerine Asya yetimhanelerinde yapılacak gönüllü çalışmalar için
düzenlenen geziler, giderek artmaktadır. Bu gezilerde, öğrenciler inşaat ya da
tamirat işlerinde yer almakta, aynı zamanda yetimhanedeki çocuklarla oyunlar
oynamaktadır. Okullar bu tür gezilerin; öğrencileri için hem yardım hem de
öznel değerlendirme fırsatı sunduğunu ifade etmektedir.
PEKİ BU GEZİLER YETİMHANEDEKİ
ÇOCUKLAR İÇİN NE İFADE ETMEKTE?
Bu soruyu cevaplamadan önce, yetimhanede büyümek bir çocuk için ne demektir
bunu anlamak gerekli. Onlarca araştırma ortaya koymuştur ki; çocukların
sevilmeye ve ihtiyaçlarını karşılayan, aynı zamanda kendilerini bu çocuklara
vakfetmiş birkaç kişi tarafından bakılmaya ihtiyaçları vardır. Ama bu tarz
bir bakımı yetimhanelerde sağlamak oldukça güç.
Devlet tarafından bu kadar çok çocuğa bakım sağlama zorunluluğu, malesef
tek çocuğa tek bir bakıcıyı mümkün kılmıyor, çocuklar genelde bireyden çok grup
olarak değerlendiriliyor. Bunun sonucu olarak da; yetimhanede büyüyen her
çocuk, gelişiminin her aşamasında ihmal kurbanı olduğu gibi psikolojik zararlar
da görebiliyor.
Avustralya’da artık yetimhaneler olmasa da gelişmiş bazı ülkelerde halen
var ve maalesef çok iyi desteklenen kurumlarda bile aynı problemler
görülmektedir.
Kendini adamış ve gerçekten seven bir yetişkinin eksikliği, çocuklara karşı
istismar riskini de artırıyor. Bu zararların yıllar önce fark edilmiş olması
Avustralya’daki yetimhanelerin kapatılmasını sağlamıştır.
YETİMHANE GÖNÜLLÜLÜĞÜ ÇOCUKLARI AİLELERİNDEN
KOPARIYOR!
Yetimhanedeki çocukların büyük çoğunluğunun en az bir ebeveyni hayattadır
ve son yapılan araştırmalara göre yetimhanelerde yapılan gönüllü çalışmalar
çocukları bu ebeveynlerden uzaklaştırmaktadır. Bazı ahlak yoksunu insanların;
varlıklı yabancı gönüllülerden bağış koparmak adına; aileleri, (bazen para
karşılığında) çocuklarını vermeleri için kandırdıkları görülmektedir. Yani, ekonomik
gelir sağlamak için kendi yetimlerini yaratıyorlar.
e
Bazı ülkelerde bu durum yetimhanelerin sayısında patlama yaşanmasına sebep
olmaktadır. Mesela; Kamboçya’da son beş yılda, yetim sayısı azalmasına
rağmen yetimhane sayısı 2 kat artmıştır.
Çok iyi niyetle bile olsa; yetimhanelerin yapılması ve desteklenmesi,
çocukların ailelerinden ayrılması anlamına gelir. Endonezya, Aceh’te meydan
gelen tusunaminin ardından, tusunami yetimleri için, 17 yeni yetimhane inşa
edilmiştir. Halbuki, bu yetimhanelerdeki çocukların %98’inin bir ailesi vardır
ve bu kurumlara sadece eğitim alabilmeleri için yerleştirilmişlerdir.
Bu demektir ki; aslında eğitime verilecek destek, bu çocukları yetimhanenin
yaratacağı zarardan koruyacaktır. Güvenilir yardım organizasyonları
yetimhaneler inşa etmek yerine, sadece ailelere destek vererek bunu
başarabilirler. Bu daha etkili, güvenli ve ucuz bir yol çünkü çocukları
yetimhanede tutmak, ailelerinin yanında desteklemekten 5-10 kat daha pahalıdır.
YETİMHANELER HİÇ BİR ZAMAN İYİ YERLER OLAMAZLAR!
Yetimhanedeki çocukların psikolojik olarak etkilendikleri en önemli travma,
güvenebilecekleri tek bir bakıcı yerine, sürekli değişen bakıcılardır. Kısa
süreli gönüllüler, çocuklarla ilgilenip, oyunlar oynadıklarında kendilerini iyi
hissedebilirler, ancak bu gönüllük; çocukların muhatap oldukları ve maalesef
kendilerini bırakıp giden bakıcı sayısını artırmaktan ve travmayı
desteklemekten başka bir işe yaramamaktadır.
Yetimhanede yetişen çocuklar genelde şirinliklerini kullanarak
yetişkinlerin dikkatini çekme konusunda uzmanlaşırlar, psikologlar buna
‘düzensiz etki’ der. Gönüllü öğrenciler bunu genelde mutluluk ve dost
canlısı olmakla karıştırırlar. Bu durumu yanlış değerlendiren gençler;
gelecekte bu kurumları destekleme hayali ve idealleri ile gezilerden dönerler.
Bu, eski yetimhane gönüllüleri Rob ve Paul Falkan’ın da hayali idi. Şimdilerde
dünyanın her yerinde yetimhaneler için büyük bağışlar yapan işadamları oldular.
Yetimhaneleri gündemlerine alan okullar farkında olmadan aslında buradaki çocuklara
zarar vermektedirler.
PEKİ OKULLAR NE YAPMALI?
Okulların, öğrencilerinin farkındalığını artırma ve yardım duygusunu
geliştirme niyetleri kesinlikle takdir edilir bir durum, ancak; çocuk
hakları açısından değerlendirildiğinde; çocukların turistik meta olmadığının
altı çizilmelidir:
Çocuklar; ziyaret edeceğiniz, acıyacağınız, kalemler hediye edeceğiniz ve
yüzüncü kez ‘head and shoulders’ şarkısını öğreteceğiniz şirin objeler
değiller!!
Okullar kendi organizasyonlarının çok daha iyi niyetli ve hepsinden farklı
olduğu gibi bir fikre kapılmadan düşünmelidir. İhmal, istismar ve terk
edilmişlik duygusunu perçinleyen bu tür organizasyonlar yerine, bu çocukları
ailelerinin yanında tutmak, ya da ebeveyni olmayan çocukların evlat
edinilmesini sağlamak için çalışan yardım programları geliştirebilirler.
Güvenilir yardım kampanyaları ile aileyi koruma ve yetimhaneleri boşaltmaya
yönelik çalışmalar yapabilirler.
Öğrencilerini Lumos’a katılmaya teşvik edebilirler. Lumos Harry Potter’ın
yazarı J.K. Rowling tarafından, yetimhane bakımını kaldırabilmek amacıyla
kurulmuş bir organizasyondur.
Eğer okullar ısrarla denizaşırı gönüllülük çalışmalarına katılmak
istiyorlarsa, kardeş okul belirleyip desteklemek daha yararlı olacaktır.
Sonuç olarak; yetimhanedelerde yapılan gönüllü çalışmalar; çocukları
ailelerinden uzaklaştırmakta ve psikolojik travmalara sebep olmaktadır.
Avustralyalı okullar da hem kendi öğrencilerine hem de yetimhanelerdeki
çocuklara karşı sorumludurlar. Yaptıkları çalışmaların fayda değil zarar
verdiğinden emin olmalıdırlar.
(Bu çeviri, Selda Süren Teymur tarafından aşağıdaki linkten çevrilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder