14 Ekim 2015 Çarşamba

Düşünün! Acındırma Kuruluşları – Aslında neden çocuk istismarıdır?

Friends-International   - 21 Ekim 2013

Bu düşündürücü makale Friends-International Genel Direktörü, Sebastien Marot tarafından kaleme alındı.

Geçtiğimiz hafta Kamboçya’dan iki farklı şok edici hikâye ortaya çıktı.
Dünyaca ünlü bir organizasyon, organizasyona bağış miktarını ve tanınırlığı artırmak amacıyla uluslararası televizyon kanalında ve uluslararası medyada kullanılmak üzere yine sahte hikâyeler üretmekle suçlandı.
Yerel bir yetiştirme yurdu ise yurtta kalan çocukların günlük hayatlarını kamuoyuna açık hale getirerek acıma duygusunu ve böylelikle satışları artırmayı hedefleyen içeren fotoğraflarını açık artırmaya sunduğu bir müzayede düzenledi.

Bu iki farklı etkinlik çocuk koruma organizasyonlarının, medyanın, bağışçıların ve halkın birbirleriyle bağlantılı eylemlerinin direk sonucudur: Hepsi çocukların iyiliğini isterken onları birer kurbana dönüştürmektedirler.

Çocuk Koruma Kuruluşları: Yüksek sayıda organizasyon çocukları kullanarak bağış artırma yoluna sürükleniyor: kamera önünde çocukları yaşadıkları istismardan nasıl kurtuldukları hakkında konuşmaya zorlamak, acıma dolu anlarını fotoğraflayıp herkesin görebilmesi için yayımlamak, bilinçsiz ziyaretçilerin merkezleri ziyaretine izin vermek-bir nevi yetiştirme yurdu turizmi-. En kötü ihtimalle daha fazla dikkat çekmek ve daha fazla para için gerçek çarpıtılıyor ya da hikâyeler uyduruluyor.

Bu durumun çocukların hayatlarına etkisi ise korkunç: Eğer çocuklar istismar edildikleri bir süreçten geçmişlerse, böyle bir durum onların aynı travmayı yaşamalarına sebep oluyor ve sonsuza kadar bununla damgalanmalarına sebep oluyor. Böyle bir durumun kurbanlarından biri yaşadığı kötü deneyimi bir makalede şöyle anlatıyor: “Biliyor musunuz, benim itibarım bu video ile (...) kayboldu. Artık herkes bana tepeden bakıyor. "
Bu organizasyonlar suçlanmayı hak ediyorlar. Bu organizasyonların birincil görevi bu çocukları istismardan ve tekrar istismar edilmekten korumak ve geleceklerini kurmalarında onları desteklemek. Bu genellikle geçmişe sünger çekmek, olumsuz geçmişi silmek ve yaşananları devam eden bir gerçeklik haline getirmemek anlamına geliyor. Fakat kabul edilmelidir ki, bu organizasyonlar çoğunlukla duygusal dürtülere aç bir ortam içerisinde, ayakta kalabilmek ve hizmet sunabilmek için, gereken geliri elde etmeye çalışıyorlar.

Ana akım medyanın rolü: Medyanın olayları iletirken aynı zamanda halkı sansasyonlarla besleyerek reytingleri güvence altına almak ve reklamcıların ilgisini çekmeye ihtiyacı vardır. Buna kısa yoldan ulaşabilmek için, duygu yüklü resimlerden ve hikâyelerden ve acı çeken bir çocuktan daha uygun ne olabilir ki? Hatta daha iyisi acı çektiği belli ya da ağlayarak yaşadıklarını anlatan bir çocuk.

Her yerde karşınıza çıkan yükselen trend “hikayeyi anlat” trendi. Bu durum insanların ve çocukların kolayca kendi hikâyelerini anlatmak zorunda hissetme eğilimlerini güçlendiriyor.

Düzenli olarak Friends-International’a gelerek bu tür hikâyeler bu tür için baskı kuran, daha sonra göz ardı ettikleri kendi “çocuk koruma” politikalarıyla böbürlenen birçok medya grubu var. Bu yolla bağışları artırma baştan çıkarıcılığı oldukça yüksek. Ancak biz bu konuda dersimizi çoktan aldık ve çocukları koruyan sıkı bir politika oluşturduk. Böylelikle potansiyel bağışları ve görünürlüğü reddediyoruz.

Bağışçıların rolü: Birçok bağışçı bu konuda bütünleyici rol oynuyor. Bağışçılar olarak belli kurallar söz konusu değilse, projeleri tamamen duygusallığı göz önünde bulundurularak fonlamak kolay olandır. Örneğin Kamboçya’da yetiştirme yurtlarının(yerli ve yabancı özel bağışçılar tarafından finanse edilen) sayısında hızlı bir artışa şahit olduk. Ancak buradaki çocukların büyük bir bölümü kimsesiz değildi ve günümüz Kamboçya politikasına aykırıydı. Halkın genelinde olduğu gibi bağışçılar, bazı durumlarda onları memnun etmek için oluşturulmuş veya korumak istedikleri çocuklar pahasına anlatılan oldukça duygu yüklü hikayelerle ilgilenirler.  Bağışçıların birçoğu bu hikayelerin gerçekliğini kontrol etme isteği ya da imkânına sahip olmadığından süslenmiş hikâyeler dizisiyle karşı karşıya kalıyoruz.

Bunun başlıca sonucu olarak bağışçılar duygusal baz göz önünde bulundurarak bağışta bulunduğundan bazı organizasyonlar bağışçılara yanlış problemi satmasıyla sonuçlanmakta.
Bunun başlıca sonucu bazı durumlarda organizasyonlar bağışçılara yanlış sorunu pazarlıyor. Bu durum bağışçıların daha sıradan gerçeklere dayalı değil duygulara dayalı karar vermeleri ve böylelikle tamamen yanlış varsayımlar üzerine inşa edilmiş ve yararlanıcılara doğru çözümler vermeyen programların oluşturulması yol açabiliyor.

Halk: organizasyonlar, medya hatta bağışçılar bile halkın onayını almaya çalışırlar. Bu durum sosyal medyanın patlamasıyla insanların olaylara çok kısa sürede tepki vererek geniş fikir hareketleri oluşturmaya başlamalarıyla ortaya çıktı. Açıkçası hepimiz iyi ve duygusal bir hikâyeye karşı duyarlı insanlarız. Ve her geçen gün her biri diğerlerinden daha duygusal olmaya çalışan yeni hikâyeler karşımıza çıkıyor. Kolayca tepki gösterilebildiğinden hikâyeler meşhur olmadan önce onların doğruluğunu kontrol etmek gibi bir şansımız da olmuyor. Her geçen gün insanları, parayı alacak en iyi projeyi seçmek için oy vermeye davet ediyoruz. Bu durum kolayca, çocukların iyi hikayeler için karnı aç kalabalığın önünde kurbana dönüştüğü ajitasyon yarışmalarına dönebiliyor. Toplanan para iyi hikâyelere gidiyor, fakat neyin karşılığında?

Friends –International’da bizler, farklı yaklaşımlar oluşturmaya çalışıyoruz. İş ve sonuçları üzerine konuşuyoruz, bireysel olarak çocukları kullanmadan altyapı bilgisi vermeye çalışıyoruz. (benim ana sunumum bir vaka çalışması üzerineydi ancak tamamen farklı vakalardan toparlanmıştı ve çalışanlarımızın yer aldığı fotoğraflardan oluşmaktaydı)

Uzun yıllardır birçok hata yaptık ancak bu hatalarımızdan çok şey öğrenerek çocuk koruma politikamızı ve medya yönergemizi geliştirdik. Gerçekte biz sonra da bu çocukların ve ailelerin oldukça ihtiyaç duyduğu bu desteği sağlamak için gerekli finansmanı sağlayabilecek “görünürlük”  durumuna direnmek gerçekten çok zordur. Basit olarak bizler, iletişim kurma yöntemimizin insanların yeterli miktarda finansmana sahip olduğumuz desteğe ihtiyacımız olmadığını düşünmelerine sebep oluyor. Her defasında medyada oldukça görünür olan organizasyonlara nazaran daha az ilgi çekiyoruz. Biz bu durumun dürüstlüğümüzü ve misyonumuzu korumak için ödememiz gereken küçük bir bedel olduğuna inanıyoruz.

Burada yalnız olmadığımızı bilmek bizi cesaretlendiriyor. Sıkı kurallar oluşturan ve bunları uygulayan organizasyonların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bağışçıların politikalarını ve deneyimlerini gözden geçirdiklerini, insanların da sosyal medyada zor sorular yönelttiklerini görüyoruz. Bu gelişim oldukça yeni ve herkesin desteğine ihtiyacı var.

 Halk ve bağışçılar tarafından sansasyonelliğe hayır denilmesi büyük önem taşıyor. Gerçekten neler olduğuna ve ilgili sorunların karmaşıklığına bakın, ilgili olun ve sadece duygularınızla hareket etmeyin. Bu tür davranış değişikliği gerçekten çok zor.  Birçok yönden top bağışçıların (büyük ve küçük) sahasında: onculuk edenler onlar olmalıdır ki organizasyonlar bağış toplayabilmek için gerçeği çarpıtma zorunluluğunu hissetmesinler.

Organizasyonlar koruma politikalarını her şeyin üzerinde tutmalıdırlar. İstismar içeren vakalar
(çocuğun, bağışçıların ve kamuoyunun istismarı) ortaya çıktıkça bu durum, yapılan işleri zedelemekte ve sonuç olarak yine çocuklara zarar vermekte. Tavır değiştirmek oldukça zor. Ancak aynı zamanda yapılması gereken doğru şey.

Durmayın, hemen başlayın, siz de bir parçası olun!

Bu makale, Hayat Sende Gönüllüsü Hilal Işık tarafından çevrilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder