Mayıs ayları benim için hep güzel
şeyler getirmiştir. Bu yıl Mayıs ayının 27. Günü Hayat Sende Derneğinde
gerçekleşti. Beni mutlu eden olay o gün yaşadıklarımı anlatmadan önce o güne
nasıl geldiğimden bahsetmek istiyorum biraz. 23 yaşındayım ve nedenini
bilmediğim bir şekilde hep içimde olan bir duygunun peşinde koşuyorum: “Koruyucu
Aile olma isteği”. Bu dünyada birilerine iyilik, güzellik yapılacaksa bunu en
masum olan çocukların hak ettiğini düşünüyorum. Özellikle ailelerinden ayrı
olan çocuklara yapılması, onların yanında olunması gerektiğini savunuyorum. Bu
doğrultuda Ocak ayından itibaren Hayat Sende de gönüllü olma fırsatı yakaladım.
Bu gönüllülüğün neler getireceğini ve aslında nasıl olması gerektiğini 27
Mayısta öğrendim.
Peki, ne oldu o gün?
O gün, derneğin hazırlamış olduğu bir projenin hibe desteği
alması için yapılacak ön değerlendirme toplantısına katıldım. Toplamda 12
kişiydik ve sosyal hizmet uzmanlarının, öğretmenlerin, dernek yönetim
kurulundan bu işe tamamen gönül vermiş kişilerin arasındaydım. Heyecanımın
tarifi yoktu. Hem dernekte çok yeniydim hem de konular hakkında yeterince
bilgim yoktu. Yanımdaki herkes yaptıkları projeler için yıllarını vermişlerdi
ve neler duyabileceğimi, nasıl bilgiler edinebileceğimi kestiremediğim bir
toplantı kısa bir tanışmadan sonra başladı.
Proje hakkında her cümle tartışıldı neredeyse; fikirler,
deneyimler, eklenebilecek ve çıkarılabilecek her şey konuşuldu. İşin şaşırtan
kısmı hemen o an çözümlerin bulunmasıydı. Sorun mu var? Tamam, şu şekilde
çözebiliriz. Sıradaki sorunuz nedir denilip ilerlenen bir toplantıydı. Bu
toplantıdan bana kalan bilgiler ise o kadar çoktu ki bir proje yazacak olursam
nelere dikkat etmem gerektiği ile ilgili birçok not aldım; araştırmaya nerden
başlamam gerektiği, hedefler, beklenen sonuçlar, gerçekleşecek adımlar hangi
sırayla neler yapılmalı gibi bir sürü fikrim oldu. Ülkemizin yetersiz olduğu
alanlar, eksiklikler ve daha birçok konu konuşuldu. 9.30’da başlayan ve sadece
10 dk ara verilmiş, kimsenin konuşmayı bölmek bile istemediği hatta mesaiye
yetişme derdi olmasa (ki dernekten çıktığımızda saat 13.00’dı) akşama kadar
sürecek bir toplantıydı.
Akşam kendimi toparladığımda hissettiğim tek şey Hayat
Sende’ye ait olma duygusuydu. Bana bu duyguyu yaşatan tüm Hayat Sende ekibini
kutluyorum, iyi ki varsınız ve iyi ki mücadeleyi hiç bırakmadınız.
Pervin Fidancı - Hayat Sende Gönüllüsü