‘Çocuk, Dünya'nın mutluluğudur.’
Geçtiğimiz hafta İstanbul’daydım. Neden
mi? İzah edeyim. KORUNCUK Vakfı önderliğinde ülkenin çocuklar üzerine
odaklanmış birçok önemli vakıf ve derneğinin katılımıyla Çocuk Hakları
Platformu açılış toplantısına Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneğini temsilen
katılım sağladım.
Açık konuşmak gerekirse düşündüğümden
çok daha sıcak çok daha samimi bir ortamla karşılaştım. Öncelikle KORUNCUK
Vakfı Başkanı Sayın Figen Özbek başladı konuşmaya. Platformun amaçlarını bir
bir açıkladı. Konuşmasını ünlü yazar Dostoyevski’den bir alıntı ile bitirdi.
Şöyle diyordu; ‘Çocuk dünyanın mutluluğudur.’
Figen Hanım sözünü bitirdikten sonra diğer katılımcılarda platformun
odaklarını açıklamak yönünden kendi açıklamalarını yaptılar.
Platform en nihayetinde sona erdi.
Pekâlâ derneğimizin bu platformdan ve dolaylı olarak devletten, toplumdan
beklentisi neydi? Bahsettiğim gibi; platform Çocuklar içindi. Haklarını korumak
ve geliştirmek amacıyla onca dernek ve vakıf el ele vermiş Platformu oluşturma
çabasına girişmişti.
Ya Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği?
Gerçek şu ki dernek olarak Çocuk
Haklarının çocukların hayatlarının daha iyi olabilmesi adına ne kadar da önemli
olduğunu gayet iyi biliyorduk, biliyoruz ve bileceğiz.
Dernek olarak savunusunu yaptığımız
kesim olan devlet koruması altında yetişen çocukların da devletimizin de taraf
olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisinin her şeyden önce ilk
maddesi gereği on sekiz yaşına kadar çocuk kabul edildiğini ve mevzubahis
haklara sahip olduğunun farkındayız.
Devlet yetiştirme yurtlarında yaşayan bu
çocukların psiko-sosyal açıdan ne kadar da ağır şartlar altında yaşadığının
bilincindeyiz. Maalesef devlet koruması altında yetişen çocukların artık
Hospitalizm yani kurum bakımı hastalığıyla karşılaştığını görüyoruz.
Sorun nerde mi? Sorun maalesef korumak
kavramını hala yeterince içselleştirememiş olmamızda. Devlet Koruması altında
bu çocukların ne kadar da zor bir yaşamının olduğu gerçeğine çekmek istediğimiz
dikkat bu sorunlardan kaynaklanıyor. Koç Üniversitesi bünyesi altında çalışan
‘Çocuk ve Aile Çalışmaları Laboratuvarı’nın ‘Yetiştirme Yurdunda Yaşayan Okul
Öncesi Çocukların Gelişimi’ adlı araştırmasında mevzubahis yurtlarda bakıcı
başına düşen çocuk sayısının 4.84 olması bile her şeyi alenen gösterirken,
araştırma sonucunda çocuklarda görülen ‘altını ıslatma’ ve ‘konuşma ve dil
gelişimi’ gibi ciddi sağlık sorunları bu çocukların durumunu en açık bir
şekilde gösteriyor kanaatindeyim.
Sonuç mu? Devlet koruması altında
yetişen bu çocukların bir taraf devlet olarak altında devletimizinde imzasının
bulunduğu ‘Çocuk Hakları Bildirgesi’ dâhilinde,
devlet koruması altında yetişen insanlarında birer çocuk olduğunu
anımsatmak adına Çocuk Hakları Platformunun gerçekten önemli bir adım olması
gerçekten sevindiriciydi.
Çünkü bizler şunu biliyoruz ki ‘Çocuklar dünyanın
mutluluğudur.’
Devlet koruması altındaki çocukları da
unutmamak dileğiyle…
Fırat Alkan - Hayat Sende Gönüllüsü