11 Şubat 2015 Çarşamba

Bu Serüvende, Hayat Sende!



İsmim Ahmet.

2012 yılının Mayıs ayında Hayat Sende’nin Facebook sayfasına attığım mesajla başladı her şey. O günden beri de hiç kopmadı.

2011’in Eylül ayında ODTÜ’yü kazandım, doğunun ücra bir köşesinden Ankara’ya yolum düşüyordu artık. Heyecanlıyım, deli doluyum.

Sivil toplum, gönüllülük, sosyal girişimcilik, kurumsal kapasite, iş süreci, iş yönergesi, raporlama, eğitim organize etme vs. hiç duymadığım şeyler. Bir de o zamanki kullandığım dille “yetim” çocuklar, devlet korumasındaki bireyler. Hepsi bana çok uzak kavramlar. 

Bir sürücü kursunun kenar odasında hemen hemen her hafta sonu düzenlenen eğitimler. Eğitim bahane, asıl mesele devlet korumasındaki çocuk ve gençler!

Sonra, hak temelli savunuculuk diye bir şey çıktı. Kardeşler ayrılmasın dediler. Yurt müzesi kurulsun, anılarımız kaybolmasın dediler. Ardından bir “duvar” var, onu “Doğru Sözlükle” yıkacağız dendi, hep birlikte Sosyal Duvarları Yıktık!

Günden güne, bir “misafir” olarak gittiğim Hayat Sende, artık hayatımın ayrılmazı olmuştu. Egolarımı ayaklarımın altına alarak normalde “hayatta yapmam arkadaş!” dediğim işler yaptım: duvar boyadım, yerleri sildim, toz aldım, çay demledim…



Ofisimizde bakım yaparken...

Birleşmiş Milletler'de çocuk alanından katıldığımız bir panelden

Sonra dediler ki sen artık az biraz piştin, bizim yönetimimize gir. Girdik. Sosyal medyamızı yönet. O da ne? Kurumsal sosyal medya yönetimi diye bir şey varmış, öğrendik ve yönettik.

Ardından biraz daha piştin dediler, sen bir proje koordine edebilir misin diye sordular? Ederim sanırsam dedim. 25 yetiştirme yurdunda kalan ve ayrılan kardeşle bir kamp organize ettim, ardından 15 günde bir online buluşmalar. Dediler ki: “Yurtta yetişenlerin kan bağına dayanmayan akrabalığı” vardır, işte o zaman anladım hedef kitlemizin ne kadar dayanışma ruhlu olduğunu!




YUGLA Projesi Kapanış Toplantısı'nda


İzmir Aliağa'da düzenlediğimiz çok öğretici çok eğlendirici YUGLA Kampı



Şimdilerde ise, devlet korumasındaki bireyler eğitim sisteminde etiketleniyor diyorlar, onlara yüksek sesle “ETİKETLEMEYİN!” diyoruz.

Kişilik olarak aynı işi uzun bir süre yapmakta zorluk çekerim, odaklanamam, sıkılır bırakırım. Hayat Sende Serüveni 2012 yılından bu yana bir kez bile olsun “off!” dedirtmedi bana.

3 yılı aşkın süredir emek verdiğim, koşturduğum, “aman ha, bir söz gelmesin!” diye sakındığım, savunduğum ve hizmet ettiğim Hayat Sende artık 2012’deki Hayat Sende değil, ilerleyen yıllarda da 2015’in Hayat Sende’si olmayacak.

Hayat Sende’nin bana en büyük öğretisi, önceden hiç bilgim olmayan bu alanda ajitasyon yapılmadan hak temelli savunuculuk yapılabileceğini göstermiş olmasıdır.

Gelin bu savunuculuğu ve farkındalığı hep birlikte yükseltelim!