Devlet mi? Devlet bir korur, iki korumaz…
Devlet Koruması…
Söylendiğinde insanına ne kadar da güven veriyor. Peki, sahiden öyle mi?
Devlet gerçekten de koruyor mu? Koruyor(!) Hiç öyle bakmayın. Evet koruyor.
Çocuklar maalesef zor bir hayata başladıklarından, Devlet Babaları* onları
koruması altına alıyor. Hayır, hayır. İtiraz etmeyin lütfen. Gerçekten de
koruyor devlet çocuğunu, vatandaşını. Durun bir dakika! Peki ya sonra? Devlet
bu çocukları alıyor, koruyor. Hmm… Peki ama biz neye itiraz ediyoruz öyleyse?
Hatırladım. Pekâlâ. Devlet Koruması altındaki çocuklarımız korunuyor(!) Dedim
ya koruyor diye. Anlaştık tamam.
Öyleyse bizim derdimiz ne?
Bizim derdimiz Devletin Koruması altındaki çocukların özellikle de
bebeklerin durumları aslında. Devlet çocuğu alıyor. Dış tehlikelerden koruyor.
Bunu da yapsın artık değil mi?
Peki ya sonra? Ya yetiştirme yurtlarında özellikle psikolojik, sonra da
sosyolojik korunmaları? Hadi ama sevgili devlet büyüklerimiz, bilmiyor
olamazsınız?!! Çocukların daha doğrusu henüz bebek olan bu bireylerin
gelişimleri için en önemli zamanlarının ilk zamanları olduğunu artık neredeyse
herkes biliyor. Bilmemezlikten gelmeyin, siz de biliyorsunuz. Peki, siz de
biliyorsanız, bizi hala rahatsız eden nedir?
Bekleyin lütfen. Onu da açıklayacağım. Bizi rahatsız eden şey: Bu
bireylerin henüz bir bebek iken; sevgiye, özveriye en çok ihtiyaç duydukları bu
zamanlarında birer asker misali yetiştirilmesi. Ne demek mi istiyorum? Henüz üç
yaşını doldurmamış tam otuz bebeğin, bakıcıları odalarına adım atar atmaz
sıraya geçip, bakıcının onlarla ilgilenmesini beklemeleridir bizi rahatsız
eden. Bu bebeklerin, sevgiye ihtiyaçları varken, onlarla birilerinin
ilgilenmesine gereksinim duyarken, bir bakıcı karşısında böylesi, sanki
kendilerine nasıl hareket etmeleri teker teker öğretilmişçesine, davranışlarda
bulunmaları bu bebeklerin, daha net; bireylerin, ileri de, geleceklerinde
hayata nasıl bir bakış açısı ile yaklaşacakları neredeyse aşikârdır. Bizi işte
bu bebeklerin, bu bireylerin alenen karşı karşıya bırakıldığı bu şartlar
rahatsız etmektedir.
Şimdi yeniden bakalım isterseniz. Devlet Koruması…(!) Sanırım artık eskisi
kadar güven vermiyor. Devlet Koruması demek bireyleri birçoğu henüz bebekken
alarak kendi bünyesi altında dış faktörlerden olduğu kadar iç faktörlerden de
korumak anlamına gelmeli. Bu yüzden, bu bireylere daha
iyi bir psikoloji ve sosyal hayat sağlayabilmek adına, bugünkü Devlet Koruması
anlayışından fazlası gerekiyor.
Devlet tam anlamıyla korumalı…
Fırat ALKAN - Hayat Sende Gönüllüsü