5 Ocak 2014 Pazar


Devlet mi? Devlet bir korur, iki korumaz…

Devlet Koruması…

Söylendiğinde insanına ne kadar da güven veriyor. Peki, sahiden öyle mi? Devlet gerçekten de koruyor mu? Koruyor(!) Hiç öyle bakmayın. Evet koruyor. Çocuklar maalesef zor bir hayata başladıklarından, Devlet Babaları* onları koruması altına alıyor. Hayır, hayır. İtiraz etmeyin lütfen. Gerçekten de koruyor devlet çocuğunu, vatandaşını. Durun bir dakika! Peki ya sonra? Devlet bu çocukları alıyor, koruyor. Hmm… Peki ama biz neye itiraz ediyoruz öyleyse? Hatırladım. Pekâlâ. Devlet Koruması altındaki çocuklarımız korunuyor(!) Dedim ya koruyor diye. Anlaştık tamam.

Öyleyse bizim derdimiz ne?

Bizim derdimiz Devletin Koruması altındaki çocukların özellikle de bebeklerin durumları aslında. Devlet çocuğu alıyor. Dış tehlikelerden koruyor. Bunu da yapsın artık değil mi?
Peki ya sonra? Ya yetiştirme yurtlarında özellikle psikolojik, sonra da sosyolojik korunmaları? Hadi ama sevgili devlet büyüklerimiz, bilmiyor olamazsınız?!! Çocukların daha doğrusu henüz bebek olan bu bireylerin gelişimleri için en önemli zamanlarının ilk zamanları olduğunu artık neredeyse herkes biliyor. Bilmemezlikten gelmeyin, siz de biliyorsunuz. Peki, siz de biliyorsanız, bizi hala rahatsız eden nedir?

Bekleyin lütfen. Onu da açıklayacağım. Bizi rahatsız eden şey: Bu bireylerin henüz bir bebek iken; sevgiye, özveriye en çok ihtiyaç duydukları bu zamanlarında birer asker misali yetiştirilmesi. Ne demek mi istiyorum? Henüz üç yaşını doldurmamış tam otuz bebeğin, bakıcıları odalarına adım atar atmaz sıraya geçip, bakıcının onlarla ilgilenmesini beklemeleridir bizi rahatsız eden. Bu bebeklerin, sevgiye ihtiyaçları varken, onlarla birilerinin ilgilenmesine gereksinim duyarken, bir bakıcı karşısında böylesi, sanki kendilerine nasıl hareket etmeleri teker teker öğretilmişçesine, davranışlarda bulunmaları bu bebeklerin, daha net; bireylerin, ileri de, geleceklerinde hayata nasıl bir bakış açısı ile yaklaşacakları neredeyse aşikârdır. Bizi işte bu bebeklerin, bu bireylerin alenen karşı karşıya bırakıldığı bu şartlar rahatsız etmektedir.

Şimdi yeniden bakalım isterseniz. Devlet Koruması…(!) Sanırım artık eskisi kadar güven vermiyor. Devlet Koruması demek bireyleri birçoğu henüz bebekken alarak kendi bünyesi altında dış faktörlerden olduğu kadar iç faktörlerden de korumak anlamına gelmeli. Bu yüzden, bu bireylere daha iyi bir psikoloji ve sosyal hayat sağlayabilmek adına, bugünkü Devlet Koruması anlayışından fazlası gerekiyor.

Devlet tam anlamıyla korumalı…


Fırat ALKAN - Hayat Sende Gönüllüsü