Sosyal devletin nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği
uzun soluklu tartışmaları da beraberinde getirir ancak, işleyişi kavramından da
gelir, gelmelidir. Sosyal devlet dediğimizde aklımıza gelen şey herhalde rahat
nefes aldığımız ya da alacağımız yerdir kuşkusuz. Bakın TDK sosyal devlet için
nasıl bir kavramsal açıklama yapıyor: 'ekonomik ve sosyal alanlarda bireylere
sosyal güvenlik ve adalet sağlayıcı politikalar üreten devlet modeli'. Ve evet,
biz bir 'sosyal devletiz'. Ancak şu soru da sorulmayacak gibi değil,
vatandaşlarımız farklılıklarıyla bir bütünse ve eğer sosyal devlet
vatandaşlarına sosyal güvenlik ve adalet sağlayıcı politikalar üreten devlet
modeli ise, bu 'kimsesiz' kim?
'Kimsesiz çocuk' olarak adlandırılan bir grup var
mesela... Peki ya sosyal dediğimiz devletin sosyal hizmet çerçevesinde bakım ve
korunma gereksinimi karşılanan çocuklar değil mi bu gruba dahil olan çocuklar?
Peki ya bir sosyal devlette 'kimsesiz' nasıl oluyor da bu kadar yaygın olan bir
kavram, bir tanım olabiliyor? Bir de sırf sosyal devlet dediğimiz yapı farklı
gereksinim gruplarının ihtiyaçlarını kurum bakımında sağladığında bu grupların
'kimsesi' mi oluyor?
Hayır! Sırf kurum bakımında olduğu için, sırf temel
hak ve ihtiyaçları kurum bakımı ile karşılandığı için hiçbir çocuk 'kimsesiz'
değildir. Bu çocukların kimsesi vardır ve de olacaktır. Sorgulanması gereken
şey ise sosyal devlet yapısı içerisinde söylemde olan güçsüzleştirmedir. Eğer
siz bir çocuğa 'kimsesiz' derseniz, siz bu çocuğu istismara açık hale
getirirsiniz ve de bu söyleminizle ilk siz istismar edersiniz, çocukluk
algısına zarar verir, büyüdüğünde de o zararı saklamak adına bireyin kendini
gizlemesine neden olursunuz. Bunu yapmış olmakla birlikte de sosyal devletin
sağlayacağı sosyal adalet ve sosyal güvenlik imkansız olur, imkansızlık olur.
Tüm bunların getirisi olarak da bir çocuğa ya da çocuk grubuna 'kimsesiz çocuk'
etiketlemesini yaparsanız çocuğu sömürünün bir aracı haline getirirsiniz. Çocuklar
için politika üretmez, ürettiğiniz politikalarda çocukları kullanmış olursunuz.
'Kimsesiz çocuk yoktur, devlet korumasındaki çocuk
vardır, kurum bakımında olan çocuk vardır ve eğer bir kimsesiz varsa o da
kimsesiz sosyal devlettir.'
Ayşe Tek, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Hayat
Sende Derneği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder