21 Ekim 2015 Çarşamba

Evlat Edinen Ailelerin Duymak İstemediği 3 Söz


Manavda ödeme yapmak için 4 yaşındaki oğlumla sırada beklerken kasiyer ile aramızda şu konuşma geçti:
“Oğlunuz çok tatlıymış.”
“Teşekkür ederiz, sağ olun” dedim ve benim sarı saçlarım, mavi gözlerim ve açık tenime dikkat ettiğini fark ettim.
Konuşmaya devam etti, “Eşiniz koyu tenli mi?”
“Yok, hayır değil.”
“Hmm, o halde Latin Amerikalı olsa gerek?”
“Hayır değil.”
“Hmm…” dedi son olarak, kafası karışmışa benziyordu, tabii ki bu gizemli şeyi çözmek istiyordu. “Oğlunuzun koyu bir tatlılığı var (tenini kastederek).”
“Teşekkür ederiz, biz de onun yakışıklı olduğunu düşünüyoruz.”  
Merakını giderememiş olsa gerek, soru yağmuruna devam etti.  
“Bu çok ilginç. Siz ve eşiniz açık tenli olmasına rağmen oğlunuzda koyu tenlilik var.”
Aklımdan şu cevabı yapıştırmak geçti: “Benim bildiğimi bana sattığın için teşekkürler Dedektif Sherlock! Bu farkı cidden daha önce görememiştim(!)”. Ama bunu demek yerine ağzımdan şunlar dökülüverdi:  
“Biliyorum, çünkü oğlumuzu evlat edindik.”  
“Hmm, şimdi anladım. Demek evlat edindiniz, çok ilginç gerçekten.”
Bu bahsettiğim konuşmanın ardından gelecek cümleleri az çok tahmin edebiliyorsunuzdur, fakat bu sözler benim kalp atışlarımı hızlandırıyor, nefesimi daraltıyor ve kan basıncımı yükseltiyor. Tabiri caizse, tepemi attırıyor.  
Neyse, öncelikle evlat edinme konusunu ele alalım. Evlat edinme kesinlikle harika bir duygu fakat o kadar da az rastlanır bir durum değil artık. Evlat edinen bir yakınınız olması, evlat edinmiş birileriyle ya da evlat edinme fikrini tartışan bir toplulukta karşılaşmış olmanız artık çok muhtemel. Evlat edinme ya da biyolojik evladım olup olmadığına bakmaksızın ben 4 yaşındaki oğlumu çok seviyorum. O benim için dünyaları ifade ediyor. Evet, oğlumuzu evlat edindik, ve sizin hikayeniz gibi bizim aile hikayemiz de özel, eşsiz ve bazen de hassas.
Fakat esas konu da bu; bizim aile hikayemiz bize özel ve bizim aile olmamızı anlatan bir hikaye, nasıl ki sizinki sizin için özelse. Fakat, benim deneyimlediğime göre, insanlar “evlat edinme” kelimesini duyduklarında, düşüncesizlik ederek hayatımız, oğlumuz ve onun evlat edinme hikayesi hakkında kişiye özel sorular sorma eğilimini gösteriyorlar.  
Aşağıda okuyacağınız 3 maddeyi baştan ifade ederek, sizi evlat edinmiş biriyle yapacağınız konuşma esnasında utandıracak ya da yüzünüzü kızartacak yorumlar yapmaktan kurtarmak isterim.  
1. “Evlat edinmen inanılmaz bir şey – Senin yaptığını ben yapamazdım.”
Bu yorum beni her seferinde kızdırıyor! İlk önce şunu sorayım, bu sözleri yeni doğum yapmış bir anneye söyler miydiniz? “Doğum yaptığını görmek inanılmaz bir şey!”, hayır, bunu asla söylemezdiniz! Aslında, bu yorumların ne kadar saçma olduğunu görüyorsunuz.




İkinci olarak ve daha önemlisi, bu yorum oldukça yanlış bir ifade çünkü aile yanında büyümek her çocuğun hakkıdır. Hayatta ne olacağını ben bilemem, kâhin de değilim, bu dünyaya gelmiş her çocuk anne-baba sevgisi ve şefkatinden mahrum kalmamalıdır.




“Senin yaptığını ben yapamazdım” kısmına gelirsek, bunu çok da düşünmeden söylenmiş bir söz olarak algılayabiliriz çünkü evet siz de evlat edinebilirsiniz! Her çocuğun aile yanında yaşaması hakkıdır. Evlat edinen aileler sadece farklı bir açıdan ebeveynler. Tek fark bu. Evet onlar ebeveynler, ermiş ya da veli kimseler değil.




2. “Biyolojik (gerçek) çocuk yapmayı düşünüyor musunuz?”


Ciddi misiniz? Yo, yo! Şaka yapıyor olmalısınız. Çocuk sahibi olmanın sadece biyolojik bağlara sahip olmaktan geçmesi gerektiğini bilmiyordum! Şu soruya ne dersiniz: “Nişanlına veya sevgiline olan aşkın gerçek mi?”. Bu sevgi bağını sorgulayıp başkalarına bunun gerçek olup olmadığını sorguluyor musunuz? Benim oğlum benim gerçek çocuğumdur! Oğlumu benim kendimin doğurup doğurmadığı benim için önemli değil çünkü şunu yüzde yüz emin olarak söyleyebilirim ki oğlum benden bir parça gibi hissediyor.




Öte yandan, oğlumu evlat edindiğimi öğrendiğinizde ve bu soruyu sorduğunuzda ki bu beni de tanımadığınız anlamına geliyor, karşı taraf için bu sözler oldukça kırıcı olabilir. Bunun yerinde, şu şekilde sormanız daha yerinde olur, “Kaç çocuk daha yapmayı düşünüyorsunuz?”.




3. “Oğlun gerçek ailesini tanıyor mu?”


Saat sabahın üç buçuğu ve oğlumuz yataktan emekleyerek kalkıp yanımıza geldi çünkü korkmuş durumdaydı. Uykuyla karışık ona şunları söyledim, “Dur tatlım, bırakalım baban uyusun. Ben senin yanına uzanacağım.”  
(İki kişilik yatakta üç kişinin yatıyor olması birimizin o gece kesinlikle uyku alamayacağı anlamına geliyor.)
Oğlum bizimkinin hemen yanındaki yatağına geri dönerken kafasını gece lambasının köşesine vurdu. Ağrısını derinden hissetmemle yataktan fırlayıp ışığı açıp başını ovuşturarak acısını dindirmeye çalışmam bir oldu. Eşim gürültüye uyandı ve yataktan fırlayarak oğlumuzun yüzündeki küçük kesiği durduracak bir bez parçası bulmaya çalışıyordu.  
Bu anlattığım olayın ışığında sizleri oğlumun “gerçek” ailesinin kim olduğu sorusuna tekrar götürmek istiyorum. Sanırsam şunları söylemek yerinde olacaktır ki oğlumuza doğruyu ve yanlışı, ona nasıl iletişim kurması gerektiğini ve başkalarına neden saygı göstermesini, bisiklet sürmeyi, kaşığı doğru tutmayı, tuvalet adabını ve en önemlisi de ona her koşulda sevgi göstermeyi ve desteklemeyi “gerçek” bir aile olmanın gereklilikleri arasında addediyorum.Sorunuza cevap verecek olursam, evet oğlumuz gerçek ailesinin kim olduğunu biliyor.


Şimdi, sizi utandırmış ya da bana ailemle ilgili herhangi bir soru sorduğunuzda aynı şeyleri sürekli tekrarlayacağım gibi hissettirerek yollamak istemiyorum. Bana “gerçeklik” konusunda sorduğunu sorularla ne kastettiğinizi çok iyi anlıyorum fakat kullandığınız dil gerçekten etki alanına sahip ve evlat edinilmiş çocuklar üzerinde gerçek ailelerinin yanında değillermiş gibi bir his uyandıracak nitelikte. Ne kadar trajik, değil mi? Burada herkesin alması gereken mesaj şu: Lütfen soru sormadan önce düşünün, özellikle de karşınızdakini birebir tanımıyorsanız.


Evlat edinmiş aileler gerçek ailelerdir ve çocuklarına karşı gerçek sevgiyi gösterirler. Konu burada kapanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder