14 Ekim 2015 Çarşamba

Büyük Spor Organizasyonları ve Çocuk Kaçakçılığı

Londra bu yaz harika bir Olimpiyat oyunlarına ve Engelli (paralimpik) Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yaptı ve Ukrayna ise 2012 Avrupa Futbol Şampiyonasına ev sahipliği yaptı. Birçok insan için spor aktiviteleri, büyük bir gösteri ortamı ve gezip eğlenilecek birer fırsat olarak görülse bile, bu olaylar gençlerin ve çocukların sömürülmesini kapsayan fırsatları da beraberinde getirmektedir.


Çocuk ve genç insan kaçakçılığının olimpiyat oyunları gibi büyük spor aktiviteleriyle arttığının çok önemli bir kanıtı var. Örneğin; Yunan Kamu Güvenliği Bakanlığı'nın belirlemelerine göre, 2004 yılında düzenlenen Atina Olimpiyatlarında insan kaçakçılığı yüzde 94 arttı. Aynı şekilde, Londra'nın olimpik kentlerinde, daha 2009 yılındayken  bu kaçakçılık olayında artış gözlendi. Polisler ise  çocuk kaçırılmalarını önemsiz suçlar olarak bildiriyor. Bunun yanısıra genç kadın ve çocukların kaçılmalarını ise cinsel istismar olarak ele alıyor.
Bu başlığın gerisine baktığımız zaman, çocuk kaçakçılığı ve çocuklarla ilgili kurumlar arasında korkutucu bir bağlantı görebiliriz. Birleşmiş Milletlerin Moldova'daki araştırmasına göre, kurumlarda büyüyen kız çocuklarının  cinsel sömürü amacıyla insan kaçakçılığına kurban olması on kat daha olası bir durumdur.

Lumos olarak biz biliyoruz ki, yurtlarda büyümek çocukları hayata hazırlamamakta ve çocukları genellikle ekonomik dezavantajlara terk etmekte. Ayrıca, çocukları yabancılara çok çabuk güven duymaya itmekte ve çocukları büyük ölçekte çeşitli sömürülere maruz bırakmakta. Tabi bunlardan en önemlisi de insan kaçakçılığı…

Bu insan kaçakçılığına karşı ekstra savunmasızlığın bir başka örneği ise çocukların yaşam şanslarına zarar veren kurumlarda ne şekilde büyüdükleri.  Avrupa çapında, Lumos'un sistematik olarak yurtların kapatılmasına yönelik çalışmalar yapması bu sebeplerden sadece bir tanesidir.
Daha öte bir bağ ise spor, çocuk kaçakçılığı ve kurumlar arasında. Bazı büyük spor aktivitelerine evsahipliği yapan ülkeler sosyal problemlerini saklama ihtiyacı hissederler ve dünyaya karşı “iyi toplum” örneği sergilerler. Bazı durumlarda, yetkililer ev sahibi şehrin sokaklarında yaşayan çocukları toplar  ve onları ya kurumlara yerleştirirler ya da medyadan uzakta olabilecek  şehirlere yollar. Bunun en güncel örneklerinden birisi, 2010 yılında Durban'da gerçekeleşen FIFA Dünya Kupası.
Yurtdışındaki birçok kaçırılmış çocuk için, yetkililer tarafından kurtarılmış olmak tüm bu acıların sonu değildir. Bazı çocuklar, hala bu çocuk ticaretinin kurbanı olanlar, otomatik olarak yerleştirildikleri kurumlardan kendi ülkelerine döndükleri zaman ikinci kez bu durumun kurbanı oluyorlar. Bu durum onlar için tekrar ve tekrar bir travma yaratmakla beraber onların bu konudaki savunmasızlıklarını da arttırmaktadır. Kendi ülkelerindeki yetkililer, çocuklar için açılmış olan  bu yurtları değerlendirecek çeşitli alternatifler üretmelidirler. Örneğin; ailelerin yeniden birleşmesi veya büyük aile yapıları, koruyucu aile bakımı veya toplum temelli bakım gibi yöntemlerle bunu gerçekleştirebilirler.
      
Bu savunmasız çocuklar için toplumun sorumluluğu sadece bir sınırı geçtiğinde bitmemeli. Biz çocuklarımıza sonra ne olacağını takip etmeliyiz , onların yaşamını desteklemeliyiz ve onları korumak için beraber çalışmalıyız. Bilmeliyiz ki, çocuk ticaretinin kurbanı olan çocukların korunması için yerleştirildikleri büyük kurumlarda çocukların ihtiyaçları karşılanamıyor. Kolektif olarak mücadele etmedikçe de bu asla gerçekleşmeyecek.


Lumos, bu sorunun temellerinin farkındalığını arttırmak için İngiltere'deki yetkililerle beraber çalışıyor ve bunun için sosyal hizmet  çalışanları, polisler ve yerel yöneticiler çocuk ticaretine maruz kalmış çocukların kurum bakımındaki ilişkilerini değerlendiriyorlar ve çocukların ülkelerine geri dönecekleri zaman çocukların yüksek yararını koruyacak kapsamda tepki vermeye çabalıyorlar. Biz de Sivil Toplum Kuruluşlarıyla, çocukların koruması konusunda yetkili olan kişilerle, ve Avrupa'daki hükümetlerle  bir bağ kurmaya çalışıyoruz. Amacımız bu problemin skalası hakkında bilgi toplayabilmek ve onların istihbarat ve iyi tecrübelerini paylaşabilmek.
Sonuç olarak, eğer sen bir çocuğun ticarete maruz kaldığından şüpheleniyorsan, Yasadışı Göç ve İnsan Ticaretiyle Mücadele Hattı: Tel: (312) 292 10 00  T.C. Dışişleri Bakanlığına başvurmalısın.
               
Eğer bir çocuğun tehlikede olduğunu düşünyorsanız, lütfen 155 polis imdat ile iletişime geçiniz, veya Alo 183 Hattını kullanınız. (Not: yazının aslında İngiltere için verilen bilgiler, Türkiye’ye uyarlanmıştır.)
Yararlı linkler:


Bu makale, Hayat Sende Gönüllüsü Melek Bahat tarafından şuradan çevrilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder