15 Temmuz 2014 Salı

AİLELERİN SESİ

Bebeklerin yuvalarda barındırılması tarih olmalı.
*
Koruma altında olan çocuklarla toplum arasında görünmeyen sosyal bir duvar var. Bu duvarı bazı yayın organları daha da yükseltiyor. Ama biz aileler ve çocukların sesi olan herkes bu duvarı birlikte yıkabiliriz.
*
Evlat edindiğim oğlum Hayat Işığım oldu.
*
Kızım eve geldikten sonra eve ahenk geldi.
*
Evimizin tadı tuzu geldi.
*
Neşe geldi.
*
Oğlum benim aspirinim.
*
Kızım bizim Umut Çiçeğimiz
*
Koruyucu ailesi olduğumuz kızımız evden kaçtığında
“evden cenaze çıkmış” gibiydik.
*
Biz ona dik durmayı öğrettik, asaletini kişiliğini beslemek için; kötü huylarını beslemek için değil.
*
Acaba bizi sevmiyor mu?
*
Tüyüne zarar gelmesini istemeyiz.
Kızımız, bizim canımız ciğerimiz. Canımız, kanımız.
Ona bir şey olsa yüreğimiz yok olur.
*
Yürüyüş yaparken otların üzerinde su damlacıkları vardı ama bir tanesi farklıydı, “pırlanta” gibiydi. Tıpkı senin gibi.
*
Yuva çocuğuyum demesini hazmedemiyoruz.
Bu, siz benim anne babam değilsiniz anlamına geliyor. Biz neciyiz.
Bizim çocuğumuz olmadı, onun da ailesi.
*
Ergenliğine DUR GELME diyebilseydim.
13 yaşındaki çocuğumu koruyamadım.
Onunla birlikte parçalandım.
Apartmanın gürültülü çalar saatini yitirdik.
*
Toplumun değer yargıları. “Toplum etiketliyor, dışlıyor.”
Zincirin halkalarını güçlendirmeliyiz.
Damgalama ve dışlama ile mücadele etmeliyiz.
*
UMUTLUYUZ
*
YALNIZ DEĞİLİZ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder