Genç Sosyal Girişimcilere,
Gençlik tek başına ateş gibi bir kavramken yanına sosyal
girişimcilik gibi su kadar güçlü bir çözücü de gelince ortaya harika bir oluşum
çıkmış. Sizlerle tanışmaktan, birlikte olmaktan çok memnun oldum. Kendi nehir
sistemime sizinkilerin de katıldığını, nehirin daha da güçlendiğini hissederek
evime döndüm. Kısacık sunumlarla tam yaptıklarınızı kavrayamasam da eminim
harika yenilikler peşindesiniz. Birlikteliğimiz esnasında konuştuklarımızdan ve
daha sonra kendi kendime yaptığım değerlendirmelerden ortaya çıkan birkaç
konuyu sizlerle paylaşmanın yararlı olacağını düşündüm.
1. Sosyal girişimcilik bir yönüyle sorun çözme sanatı. Bu
yüzden gelişmiş ülkelerden daha çok gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde
ortaya çıkıyor. Ülkemiz gibi sosyal ve kalkınma sorunlarını yoğun olarak
yaşayan yerlerde sosyal girişimcilik çok önemli bir araç aslında. Bu yönüyle
kurumsal veya bireysel olarak yaşadığımız sıkıntılar, girişimlerimizi
yürütürken karşılaştığımız sorunlar bizim sosyal girişimcilik ruhumuzu
güçlendirecek diye düşünüyorum. Unutmayalım "Seni öldürmeyen darbe,
güçlendirir".
2. Sosyal girişimcilikte en önemli konu süreklilik belki
de. Bazen bir soruna yüz ayrı pencereden bakmak gerekebilir. Bu yönüyle
tek başına girişimcilikten, aktivistlikten ve inovasyondan ayrılıyor bence.
Diğerlerinde sürekli yeni bir konu bulup onun peşinden gitmek mümkündür. Sosyal
girişimde ise, sosyal girişimci gördüğü sorunu çözmek için bazen yıllarını
harcayabilir ve bazen hiçbir çözüme de ulaşamayabilir. Sosyal girişimci
tutkuludur ve tutkusu köylü gencin sevgisine benzer "KARA SEVDA"!
Köylü genç sevdalanınca "Ya alırım, ya ölürüm" diye düşünür. Sosyal
girişimci, bir alana yöneldiğinde tutkuyla bağlanır ve sürekli yeni yollar arar
sorunu çözmek için. Aynen nehirler gibi asla geriye akmaz, bir yolunu bulur ve
ileri hamleyi hep başarır. Bu yüzden dışardan bakıldığında çoğu zaman
anlaşılamaz ve "deli bu" der dışardan bakanlar. Girişimlerimizi
çeşitlendirmek değil, esas sorunu bulup sürekli onun üzerine gitmek
durumundayız bu yüzden. İşte o zaman süreklilik ortaya çıkıyor ve bu durum bizi
ister istemez sürdürülebilirliğe taşıyor.
3. Sosyal girişimcilik gönül işidir, akıl değil. Akıl, bir
işe 30 yıl bağlamayı uygun bulmaz. Ama tutkuyla işine bağlanan sosyal
girişimci, kimsenin hayal edemediği sonuçlara gönül gözüyle ulaşır. Bu yüzden
sosyal girişimlerin içinde modern kavramlar olan verimlilik, akıllılık,
kârlılık, etkinlik ve benzerlerine ek olarak gönüllülük, empati, anlayış,
kavrayış, saygı, erdem ve irfan da bulunur. Hatta ikinci grup kavramlar her
zaman dominanttır. Bu yüzden sosyal girişimleri anlamaya çalışan anketlerde
sürekli bütçe, çalışan sayınız, hayatını etkilediğiniz insan sayıları gibi
verilerle konu kantitatif hale getirilmeye çalışılır. Oysa sosyal girişimler bu
rakamlarla anlaşılamaz. Sosyal girişimi anlamak isterseniz ilişki içinde
olduğunuz insanlarla konuşmalı, onların dünyasındaki yankılanmaları
hissetmelisiniz. Kaçak balıkçılık yaparken yakaladığım ve jandarmaya teslim
ettiğim bir köylü yıllar önce bana şöyle demişti: "Eskiden tüm kaçak balık
işi benim abime aitti. Abim, kaçak balık avlarken daha ucuz olsun diye gider
başka köylerden insanları getirirdi. Bize bir torba balık bile vermezdi. Şimdi
sen bu işi yasakladın, benim abim iflas etti, ama biz tüm köylü olarak sana duacıyız.
Çünkü abim "balık ağası" olmuştu, bizi ağalıktan kurtardın." Bu
benim hedeflemediğim ve farkında olmadığım bir sosyal sorundu. Kaçak balık
avcılığı ortadan kalkınca oluşan "balık ağalığı" yapısı da
kendiliğinden yıkılmış oldu. Şimdi bu sonucu hangi rakamla açıklayabilirsiniz?
Bu yüzden lütfen sayılara değil, gönüllere odaklanın derim haddim olmayarak.
4. Sosyal girişimciler, sorunlarla insanları her zaman
ayırır. İnsanlar suç işleyebilir, bu onları suçlu yapar, ama insan olmaktan
çıkarmaz, onları onursuz yapmaz. Ancak modern anlayışlar bazen bu ayrımı
yapacak altyapıdan yoksun oluyor ve biz de aynı hatalara düşüyoruz. Eğer sizin
sosyal girişiminiz sokaktaki çocukların elinden tutmayı hedefliyorsa görünürde
hiç karşıtınız yoktur ve yaptığınız hep iyi algılanır. Oysa eğer bu çocuklar
aynı zamanda suça itiliyorsa o zaman suça itenler sizin karşıtınızdır. Eğer
suça itenleri görmeden bu çocukları kurtarmaya çalışırsak sonuç alma
olasılığımız çok düşüktür. Çocukları suça zorlayan birisi ile oturup konuşulur
mu? Eğer konuşmazsanız sorun çözülmez. Bu yüzden o insanları da bir nevi içine
düştükleri bataklıktan kurtulamayanlar olarak görüp, suçları ile kişiliklerini
ayırmak zorundayız.
5. Sosyal girişimci, şartlar ne olursa olsun politik
düşünmez. Sosyal girişimler politika üstüdür ve sosyal girişimciler partiler
üstüdür. Hepimizin inançları, ideolojileri, siyasi görüşleri vardır ve olmak
zorundadır. Ancak sosyal girişimciler olarak biz tüm partilere eşit mesafede
olmak zorundayız. Bizden destek isteyen tüm partilere, görüşlere, gruplara
desteğimiz iyi niyetle ve toplum yararına kullanıldıkça destek olmalıyız. Eğer
taraf olmaya başlarsak, yani siyasi görüşlerimiz girişimimizin önüne geçerse,
bu durumda sosyal girişimci kimliğimizi de kaybederiz. Bir partiye girebiliriz,
politika yapabiliriz, ama sosyal girişimci olarak değil. En fazla sosyal
girişimci kökenli bir politikacı denilebilir bize. Bu yüzden ülkemizde son
aylarda yükselen politik ayrışmaya çok dikkat etmeliyiz ve ayrışmaya taraf
olmamalıyız. Dünya yıkılsa biz işimizle meşgul olmalıyız. Çünkü hangi sistem
gelirse gelsin, hangi parti iktidar olursa olsun toplumsal ve sosyal sorunlar
hep var olacağına göre onlara çözüm üreten insanlar lazım. İşte her şartta
sorunlara çözüm için çalışan sosyal girişimciden başkası değildir.
6. Ülkemizde toplumsal ayrışmanın had safhaya çıktığı bu
günlerde esas çözümün bizim ellerimizde olduğunu unutmamalıyız. Eğer sorun
varsa, mutlaka çözümü de vardır. Bu toplumsal ayrışmanın, ülkemizde yeni sosyal
girişimleri/girişimcileri ortaya çıkaracağını ümit ediyorum. Belki de bu derin
ayrışmaya kalıcı ve katılımcı çözümü siz bulacaksınız. Belki de bu sorunun çok
basit bir çözümü vardır. Bu çözümü bulan neden siz olmayasınız?
Tüm bu düşünceler benim kişisel görüşlerim olup, hiç bir
kurumu veya kişiyi bağlamamaktadır. Beğendiklerinizi alıp, beğenmediklerinizi
hiç okumamış gibi yapabilirsiniz.
Şimdi çözüm zamanı! Haydi çözüm bulmaya!
Selam ve sevgilerimle,
Mustafa SARI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder